The Hidden Though Flourishing Justification of Intellectual Property Laws: Distributive Justice, National Versus International Approaches

Bu çalışmada, Gökkuşağı alabalıklarında enfeksiyonoluşturan Ichthyophthirius multifiliis’infarklı bölgelerden izole edilmiş saha suşlarının genotipik yapıları temelindeimmundominant özellik gösteren rekombinant immobilizan antijenlerini(i-antijen) kodlayan genlerin bakteriyel ekspresyon sistemine klonlanarakeksprese ve karakterize edilmeleri, antijenik profillerinin ortaya çıkarılmasıve aşı adayı olabilecek rekombinant antijenlerin elde edilmesi amaçlanmıştır.&nbsp;Çalışmada 2018 ve 2019 yıllarının Temmuz ve Ağustos ayları arasında Gökkuşağıalabalığı yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı Samsun, Rize, Kayseri, Elazığ,Burdur, Antalya ve Muğla illerinde bulunan işletmeler ziyaret edilerek balıkpopülasyonları üzerinde saha araştırmaları yürütülmüş ve I. multifiliis ile enfekte bulunan balıklardan ilgili protokolleregöre izolasyon gerçekleştirilmiştir. Laboratuvara uygun solüsyonlar ve soğukzincir altında intikal ettirilen örneklerden cDNA ve gDNA izolasyonlarıgerçekleştirilmiştir. I. multifiliis i-antijengen lokusunun amplifikasyonu amacıyla optimum primer dizaynı için ön çalışmalaryürütülmüş ve hedef gen bölgeleri uygun amplifikasyon koşullarında PCR’daçoğaltılmıştır. Elde edilen amplikonlar agaroz jel üzerinden saflaştırılmıştır.Multiple gen lokusu sekanslarının belirlenebilmesi amacıyla ilgili pürifiyeamplikonlar pJET 1.2 plazmit vektörüne CloneJET PCR cloning kit (Thermo FisherScientific) kullanılarak klonlanmış ve katı besi yerinde belirlenenkolonilerden rekombinant plazmid DNA izolasyonları gerçekleştirilmiştir. Rekombinantplazmidler spesifik primerlerle çift yönlü olarak sekanslanmış vekromotogramlar De Novo Assemble üzerinden işlenerek hedef insert sekanslarvektör plazmid DNA’sı içerisinden çıkarılmış ve konsensüs sekanslar eldeedilmiştir. İlgili primerlerin i-antijen gen lokusu içerisinde çoğalttığı fragmentlerinbelirlenebilmesi amacıyla PCR ürünleri ayrıca yeni nesil dizileme teknolojisi (NGS)kullanılarak işlenmiş ve elde edilen dizilimlerin gen veri tabanlarındakimevcut tüm i-antijen gen lokusları ile filogenetik ilişkileri araştırılmıştır.Tüm bu araştırmalar sonucu karakterize edilen i-antijen genlerinin ekspreseettiği proteinlerin rekombinant olarak eldesi için çalışmalargerçekleştirilmiştir. Aşı adayı potansiyeli olabilecek bazı lokusların bakteriyelekspresyon sistemine aktarımı için kodon optimizasyonları yapılarak pET-32a(+)ekspresyon plazmid DNA’sına (Novagen) klonlanması gerçekleştirilmiştir. Eldeedilen rekombinant plazmitler E. colikompotent BL21(DE3) hücrelerine transforme edilerek optimum koşullardaekspresyon çalışmaları yürütülmüş ve ekspresyon etkinliği SDS-PAGE ve WesternBlot analizleri ile belirlenmiştir. Eksprese edilen rekombinant i-antijenproteinleri afinite kromotografi kulanılarak saflaştırılmış ve immunreaktiflikleri Western Blot analizleri ile tespit edilmiştir.&nbsp;Çalışmada,Elazığ, Rize ve Muğla illerinde ziyaret edilen işletmelerdeki Gökkuşağıalabalıklarında deri ve solungaçlarından hazırlanan preparatların mikroskobikincelemeleri ile I. multifiliisenfeksiyonunun yaygın olduğu görülmüştür. İlgili bölgelerden elde edilen I. multifiliis suşlarına ait cDNA vegDNA izolatlarının i-antijen gen lokusunun dizayn edilen pirmerlerle PCR’daamplifiye edilmesi sonucu 1200-1300 bp büyüklüğünde amplikonlar saptanmıştır.Pürifiye amplikonların klonlanması sonucu ilgili izolatlara ait açık okumaçerçevesi (ORF) sekanslarının analizinde birbirleriyle %38,3-58,8 arasındafarklılık gösteren 4 farklı i-antijen izoformu tespit edilmiştir. Bu izoformlararasında bir antijenik lokusun (ImulTR1-iant) her üç ildeki alabalıkpopülasyonlarından izole edilen I.multifiliis suşlarında da var olduğu NGS analizlerinde görülmüştür.ImulTR1-iant ORF sekansı ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nde alabalıklardanizole edilmiş bir i-antijen izoformuyla %83,3 identiklik gösterirken, diğertespit edilen izoformlara ait sekansların GenBank veri tabanında mevcuti-antijen sekanslarından oldukça farklı olduğu belirlenmiştir. Araştırmadarekaombinant i-antijen eldesi için yaygın belirlenen ImulTR1-iant izolatıüzerinden analizler yürütülmüştür. Bu izoformu kodlayan gen bölgesinin 1263bpbüyüklüğünde olduğu ve ORF’nin 420 amino asitten teşekkül ettiğibelirlenmiştir. ORF amino asit sekanslarının in-slico analizlerde 42,552 kDabüyüklüğünde bir proteini eksprese ettiği, bu proteinin sitoplazmik olduğu vetransmembran bölge içermediği tespit edilmiştir. Ayrıca ilgili ORF sekansıiçerisinde uzunluğu 7-22aa arasında değişen 21 antijenik bölge olduğubelirlenmiştir. Kodon optimizasyonu yapılmış olan ImulTR1-iant izoformuna ait pET-32a(+)rekombinant plazmitinin E. colikompotent BL21(DE3) hücrelerine transformasyonu ve ekspresyonu sonrasındayapılan SDS-PAGE analizlerinde in-silico analiz sonuçlarına paralel olarakyaklaşık 43kDa’luk protein jel üzerinde görüntülenmiştir. İlgili rekombinantprotein afinite kromotografide HisTrap FF crude (GE Healthcare) kolonlarıkullanılarak saflaştırılmış ve pürifiye rekombinant antijenin immun-reaktifliğiWestern-Blot analizleriyle gösterilmiştir.&nbsp;ErciyesÜniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından TOA-2017-7742 kodnumarasıyla desteklenen bu çalışma ile Türkiye’de gökkuşağı alabalıklarındasorun oluşturan ve ekonomik kayıplara yol açan I. multifiliis suşlarına karşı biyoteknolojik aşı geliştirilmesinoktasında aşı adayı olabilecek immobilizan antijenler üzerine özgün veriler sağlanmıştır.Elde edilen aşı adayı rekombinant antijenlerin etkinliğini ortaya koymanoktasında laboratuvar ve saha şartlarında immunizasyon ve çelınç enfeksiyondenemeleri için yeni proje çalışmaları planlanmaktadır.</style

Generating Rembrandt: Artificial Intelligence, Copyright, and Accountability in the 3A Era--The Human-like Authors are Already Here- A New Model

Artificial intelligence (AI) systems are creative, unpredictable, independent, autonomous, rational, evolving, capable of data collection, communicative, efficient, accurate, and have free choice among alternatives. Similar to humans, AI systems can autonomously create and generate creative works. The use of AI systems in the production of works, either for personal or manufacturing purposes, has become common in the 3A era of automated, autonomous, and advanced technology. Despite this progress, there is a deep and common concern in modern society that AI technology will become uncontrollable. There is therefore a call for social and legal tools for controlling AI systems’ functions and outcomes. This Article addresses the questions of the copyrightability of artworks generated by AI systems: ownership and accountability. The Article debates who should enjoy the benefits of copyright protection and who should be responsible for the infringement of rights and damages caused by AI systems that independently produce creative works. Subsequently, this Article presents the AI Multi- Player paradigm, arguing against the imposition of these rights and responsibilities on the AI systems themselves or on the different stakeholders, mainly the programmers who develop such systems. Most importantly, this Article proposes the adoption of a new model of accountability for works generated by AI systems: the AI Work Made for Hire (WMFH) model, which views the AI system as a creative employee or independent contractor of the user. Under this proposed model, ownership, control, and responsibility would be imposed on the humans or legal entities that use AI systems and enjoy its benefits. This model accurately reflects the human-like features of AI systems; it is justified by the theories behind copyright protection; and it serves as a practical solution to assuage the fears behind AI systems. In addition, this model unveils the powers behind the operation of AI systems; hence, it efficiently imposes accountability on clearly identifiable persons or legal entities. Since AI systems are copyrightable algorithms, this Article reflects on the accountability for AI systems in other legal regimes, such as tort or criminal law and in various industries using these systems

“For a Mess of Pottage”: Incentivizing Creative Employees Toward Improved Competitiveness

[Excerpt] Managing employees’ talent, promoting innovation, and improving productivity are critical challenges for organizations. Creative employees and the innovative products they develop can make a tremendous contribution to an organization’s success and competitive position. While employed inventors play an extremely important role in the production of an organization’s technological innovations, they are often either unrewarded or insufficiently rewarded for their achievements. The analysis and recommendations in this study present the argument that, contrary to common workplace practice, employers should consider a more employee-centric approach to intellectual property (“IP”) rights and other benefits. This will foster innovation within the workplace and encourage the development of successful IP products. In particular, employers should reconsider the current rigid practice of requiring employees to transfer all future product IP rights to the firm without significant compensation as well as the overall tendency to avoid attributing IP products to employed inventors. The need for such reform will prove critical in the digital era, especially in times of economic slowdown

SUMMONING A NEW ARTIFICIAL INTELLIGENCE PATENT MODEL: IN THE AGE OF CRISIS

As the world is seeking the exit strategy from the pandemic while still combating the fast-moving spread of the virus in many countries, we need an equally speedy and powerful tool to combat the pandemic’s implications. On the forefront against COVID-19, artificial intelligence (AI) technology has become a digital armament in the development of new drugs, vaccines, diagnostic methods, and forecasting programs. Patenting these new, nonobvious, and efficient technological solutions is a critical step in fostering the research and development, huge investments as well as commercial processes. This Article considers the challenges of the current patent law as they apply to AI inventions in general and especially in the age of a global pandemic. The Article proposes a novel solution to the hurdles of patenting AI technology by establishing a new patent track model for AI inventions (including the inventions that are made by AI systems and creative AI systems themselves). Unlike other publications promoting either complete abandonment of AI related patents, or advocating to maintain current patent laws, or recommending minor adjustment to patent laws, this Article suggests a novel model of separate patent venue solely targeting AI inventions. The argument of this Article is based on four pillars: the difficulty of having a patenteligible subject matter, the hurdle of the “blackbox” conundrum, the confusion of who is “a person of ordinary skills in the art” (POSITA), and the criticality of establishing a new AI patent track model, especially during a global epidemic

A possibilidade de tutela jurídica de obras criadas por sistemas de inteligência artificial sob o viés do direito autoral

A tecnologia referente aos sistemas de Inteligência Artificial, presente em diversas ferramentas de nosso cotidiano, evoluiu ao ponto de ser capaz de criar, autonomamente, invenções próprias. Tais obras, por não serem produto de criação humana, acabam por cair em uma lacuna legislativa quanto a sua tutela jurídica. A presente monografia, portanto, analisou as possíveis soluções acerca da tutela jurídica de obras criadas por Inteligência Artificial, sob o viés do Direito Autoral, assim como as consequências trazidas por cada proposta. Para alcançar esse fim, foi analisada a legislação autoral brasileira, assim como dispositivos internacionais, e realizada pesquisa bibliográfica em fontes nacionais e estrangeiras. Em sua primeira parte, o presente trabalho buscou conceituação geral acerca dos sistemas de Inteligência Artificial, traçando, em seguida, panorama geral do Direito Autoral e suas principais disposições. Por fim, foram aplicados os conceitos de Direito Autoral encontrados à conceituação adotada de Inteligência Artificial, chegando-se a duas conclusões gerais: (i) a impossibilidade de proteção jurídica de tais criações e, (ii) a possibilidade de tutelar esses bens. Acerca da impossibilidade de tutela jurídica dessas obras, o trabalho analisou as causas e as consequências do instituto do domínio público, e, acerca da possibilidade, levantou duas teorias existentes: o modelo Multiplayer e a teoria Work Made For Hire.Artificial Intelligence technology is present in a diversity of tools of our daily lives and has evolved to the point of being able to, autonomously, create inventions. Such works, as they are not products of human creation, end up falling into a legislative gap regarding their legal protection. The present monography, therefore, analyzes the possible solutions to legally protect works created by Artificial Intelligence, based on Copyright laws, as well as the consequences brought by each proposal. To achieve this end, the current work analyzed the Brazilian copyright legislation as well as the existing international provisions, being conducted bibliographic research in domestic and foreign sources. In its first segment, the present work sought a general conceptualization of what is an Artificial Intelligence system, followed by an overview of Copyright Law and its main resources. Lastly, the concepts of copyright were applied to the chosen definition of Artificial Intelligence and two general conclusions were reached: (i) the impossibility to protect legally these creations, and, (ii) the possibility to safeguard them. About the impossibility to protect creations made by artificial intelligence systems, the present work analyzed the causes and consequences of those inventions falling into public domain. About the possibilities to protect these creations, two existing theories were considered: the Multiplayer model and the Work Made For Hire theory